tag:blogger.com,1999:blog-198861002024-03-07T18:55:26.711+03:00MarketingMa: Marketing&ManagementAlper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.comBlogger233125tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-77931773665864598342008-07-05T00:09:00.005+03:002008-07-05T00:39:51.382+03:00Facebook'u en başarılı kullanan restoran: Zazie<a href="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/SG6Xhkh7FRI/AAAAAAAAAJQ/PaAEdP1rT38/s1600-h/zazie.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5219275621166421266" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/SG6Xhkh7FRI/AAAAAAAAAJQ/PaAEdP1rT38/s400/zazie.jpg" border="0" /></a>Şirketler Facebook'tan nasıl faydalanacaklarını sorduklarında çok kişi pazarlama amaçlı kullanımlarının önemli değerler katacağını söyler. Ama gelin görün ki, çok da fazla başarı öyküsü bulmak mümkün değildir. Nedeni ise çok açık aslında; Facebook'u veya sosyal network'leri sadece yüksek trafikli internet sitesi olarak görüp, gelenesel metodlarla kullanmaktır. Banner veya türevleri reklamları yayınlayarak veya şirket/ürünlerle ilgili gruplar kurarak, Facebook'un markanıza fayda sağlamasını beklemek, çok saf bir beklenti olur.<br /><br />Facebook'u en başarılı kullandığını düşündüğüm restoran, Zazie. <strong>Zazie's Friends</strong> adında, 742 üyesi olan bir <a href="http://www.facebook.com/group.php?gid=6704972259">Facebook grubu</a> var restoranın. Ayrıca hemen her türlü aktiviteyi de mutlaka Facebook aracılığıyla duyuruyorlar. Peki başarısı nereden geliyor Zazie'nin? Çok basit aslında, reklam yapmamaktan...<br /><br />Zazie'nin sahibi <strong>Aktuğ Birinci</strong>, aslında Facebook'tan reklam yapmaya çalışmıyor, iletişim kuruyor. Bilgi veriyor, görüş soruyor, heyecanlarını paylaşıyor, şikayet ediyor; yani normal bir birey olarak iletişim kuruyor. <strong>Risotto pazartesileri</strong> adını verdikleri risotto gününde, o haftanın risotto çeşitlerini hatırlatıyor, özel günlerdeki program ve menüleri ileriyor, hatırlatmalarını yapıyor. Zaman zaman da grup üyelerine ufak ikramlarda bulunuyor. Kendi listesi ve grup üyeleri dışında kimseye spam göndermiyor, zaten ilgili olanlarla samimi bir dille iletişim kuruyor. Ve bunu, başarısını belki de garanti altına alan bir formülle yapıyor, <strong>düzenli olarak</strong>. Özetle Zazie, sadece risotto ve pizzaları süper yapmakla kalmıyor, Facebook'un iletişim yeteneklerini de hakkını vere vere kullanmayı çok iyi beceriyor.Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-29537930472137646872008-05-26T16:43:00.005+03:002008-06-11T11:49:14.056+03:00Çok başarılı bir ARG örneği: Yaman Gezgin Kayboldu!Alemşah ve ekibi <a href="http://www.41-29.com/">41-29</a> yine güzel bir işe imza atmışlar, <a href="http://www.ulker.com.tr/en/cocostar.aspx">Ülker Coco-Star'ın </a>reklam kahramanı <a href="http://www.yamangezginkayboldu.com/">Yaman Gezgin Kayboldu</a>! Bir ARG (Alternatif Reality Game) örneği, ama sadece sıradan bir örnek değil bugüne kadar Türkiye'de yapılmış en kapsamlı örnek.<br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5204949788365224450" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/SDuyQWlA-gI/AAAAAAAAAJI/3MQGbFZkVd4/s400/yanamgezgin.jpg" border="0" /><br />Tüm dünyada Lost dizisi ile başlayan ve onunla beraber TLE (<a href="http://www.thelostexperience.com/">The Lost Experience</a>) ile devam eden güçlü ARG'lerin, pazarlama amaçlı kullanımı da yavaş yavaş yaygınlaşıyor tüm dünyada. Buna güzel bir örneğin Türkiye'den gelmesi gurur verici.<br /><br /><br />Yaman Gezgin'in hikayesi de benzer; kahramanımız kayboluyor, bulmak için çok çeşitli ip uçlarını bir araya getirmek gerekiyor. Bulana ödüller var. Burada 41-29'un iyi yaptığını düşündüğüm şey, tam bir mecrakarması kullanmış olması: Internet, Bloglar, IVR, TV (teaser olarak) ve fiziksel mecralar... Pazarlama ancak bu denli geniş mecra seçenekleriyle güçlendirildiğinde ve harmanlandığında zevkli ve başarılı hale geliyor. Hatta bu kampanya ile ilgili pazarlama blogu yazarlarına birer kutu gitti, içlerinde Yaman Gezgin'in kaybolması ile ilgili bir mektup, bir pusula, bir dünya haritası, bir hindistan cevizi, birkaç Coco Star, kalem ve kampanya görsellerinin olduğu bir CD içeren... Yani digital bir kampanya fiziksel olarak da hayat bulmuş oldu. Hindistan cevizini kırdık suyunu içtik, CocoStar'ları yedik, pusula ile hala uğraşıyorum (anlamaya çalışıyorum) :) Kampanya sonuçlarını büyük merakla bekliyoruz...Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-60100467552548953782008-03-17T00:18:00.002+02:002008-03-17T00:29:05.485+02:00Yolunuz açık olsun LinkZBir önceki yazımım muhatabı LinkZ, çok hoşuma giden ve her girişimcinin sahip olması gereken açıklıkta bir davranış sergiledi ve eleştirimizi dikkate aldığını belirtti.<br /><br />Gelişimin en büyük tetikçisi, eleştiriler ve geri beslemelerdir. Bunlarla savaşıp, inkar etmek veya savaşmaktansa, bunların doğru olanlarını alıp gelişim sebebi olarak kullanmak en doğru olanı. LinkZ bu yaklaşımla kısa sürede eksiksiz bir servis ve teknoloji olarak Türkiye'ye yatırım yapmayı planlayan Google ve MSN gibi reklam network'lerinin tekliflerini alacaktır.<br /><br />"At <a title="comment permalink" href="http://marketingma.blogspot.com/2008/02/3957845665571457373">17:51</a>, <a href="http://marketingma.blogspot.com/2008/02/www.linkz.net" rel="nofollow">LINKZ</a><br />Merhaba,<br /><br />LINKZ yerli bir teknoloji olduğundan yeni büyümektedir. Fakat bu büyüme ivmesi ekibimizin kalitesi sayesinde hızlanmaktadır.<br /><br />Bahsi geçen içerikteki reklamlarda LINKZ reklamlarının görünmesi gerçekten üzücü bir durumdur. Bununla ilgili herkesten özür dileriz.<br /><br />Fakat, yalnızca özür dilemekle kalmadık ve bu konuda LINKZ gündeme geldiğinden beri aklımızda bulunan eklentiyi teknolojimize ekledik. Bundan böylelikle bu tip hassas içeriklerde LINKZ'i otomatik olarak göremeyeceksiniz.<br /><br />Bu içerik filtresi teknolojimiz işin ilk etapıdır ve devamı gelecektir. Sizin gibi duyarlı Internet kullanıcıları sayesinde açıklarımızı daha net görebilmekteyiz.<br /><br />Teşekkürler, saygılar. "Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-29356776066761277962008-02-01T10:15:00.000+02:002008-02-01T10:43:32.389+02:00İçerik Tabanlı Reklam Riskleriİçeriğe göre reklam vermek Google Adsense ile yaygınlaşmış ve hem küçük yayıncıyı mutlu eden, hem de reklam veren için alternatif ve güçlü bir mecra yaratan bir iş modeli olmuştur. <strong><a href="http://www.linkz.net/">LinkZ</a></strong> bu konuda yeni teknolojileri kullanarak reklam verenle yayıncıyı birleştiren bir yapı. Oldukça etkili olduklarını düşünüyorum; zira gösterilen reklamlar son derece görselliği yüksek formattalar... <div><div></div><br /><div>Dün bir arkadaşımdan bir <a href="http://www.haberler.com/sarhos-anne-bebegini-kizartti-haberi">haber linki </a>geldi; ABD'de bir kadın, sarhoş olduğu için, bebeğini mikrodalga fırında unutmuş ve bebek ölmüş. Çok feci bir haber! Ama burada <strong><u>fırın</u></strong> kelimelerinin üzerine gelince Arçelik'in parmak izi tutmayan Inox fırınlarının reklamı çıkıyor. Arçelik pazarlama müdür olsam, sanırım bu haberde reklamımın görünmesini istemezdim. Ya siz?<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5161928653797150482" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/R6LawvV9TxI/AAAAAAAAAJA/60fWX_JlqxI/s400/arcelik.jpg" border="0" /></div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-24881472990304581522008-01-30T09:09:00.000+02:002008-01-30T09:19:12.692+02:00Cialis Viral Video - Lilly'den eğlenceli bir çalışmaİlaç sektörü, pazarlama açısından hep zor bir sektör olmuştur. Yasaklı pazarlama, çok katı kuralların olması, mass mecrayı direkt kullanamamaları vs vs...<br /><br />Tüm bu sıkıntıları aşmak, tabi ki Word-of-Mouth Marketing'in sayesinde çok kolay :) Lilly'de bunu farketmiş akıllı markalardan birisi. <a href="http://www.cialis.com/index.jsp"><strong>Cialis</strong> </a>adındaki ilacını, -Viagra gibi güçlü bir markanın olduğu pazarda- tanıtmak için Şahan'a bir skeç hazırlatmış ve YouTube'da yayınlamış. Yavaş yavaş yayılıyor ama critical mass denilen eşik değerine ulaştığından, TV'lerde haber olarak bile yayınlanabilecek etkide olduğunu düşünüyorum. Bir kaç hafta bekleyip görelim. Bu arada skeç gerçekten çoook komik :)<br /><br /><p align="center"><object height="355" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/rWsWrJhDKAQ&rel=1"><param name="wmode" value="transparent"><embed src="http://www.youtube.com/v/rWsWrJhDKAQ&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="355"></embed></object></p><p align="left">Via: Çağlar. Link için teşekkürler...</p>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-11520695347064633792008-01-01T17:59:00.000+02:002008-01-01T18:10:37.114+02:00Bir Ferrari Nasıl Alınır?<a href="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/R3pkwlM3xBI/AAAAAAAAAIk/TFKX29c_JCw/s1600-h/Ferrari_Kampuste.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5150539909634180114" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/R3pkwlM3xBI/AAAAAAAAAIk/TFKX29c_JCw/s400/Ferrari_Kampuste.jpg" border="0" /></a> <div>1-0 Eğitim Ajansı'nın Sabancı Üniversitesi'nde düzenlediği etkinliğin adı bu. Benden de bu etkinlikte "Başarılı Olmanın Sırları" başlığı altında bir sunum yapmamı rica ettiler. Kötü tercih olduğunu anlatmaya çalıştım ama inka edemedim :) Şakası bir yana paylaşacaklarım ne kadar sır emin değilim, ama güzel bir sunum olmasına çalışacağım. Vakti olanları ve yolu düşenleri beklerim. </div><br /><div align="center"><a href="http://www.kurumsalhaberler.com/b.aspx?5578">HABERİN DETAYLARI KURUMSAL HABERLERDE</a></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-72406483437832838462007-12-14T01:19:00.000+02:002007-12-14T01:34:25.365+02:002. yılBlogu açalı tam 2 yıl olmuş. Ne de çabuk geçmiş zaman. Yazma sıklığımda, içeriğim de çok değişmiş bu iki yılda. Bundan sonra biraz daha tecrübe paylaşmak üzerine olacak blogum; yaşanmış tecrübeler, sahiplerinin dilinden.<br /><br />Daha ne kadar yazarım bilinmez, ama çook şey değişti bu iki yılda, çoook!Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-78241649438476644222007-12-09T11:10:00.000+02:002007-12-09T11:20:18.618+02:00En fazla 5 dakikakınıza ihtiyacım varYakın bir arkadaşımın PhD tezi için en fazla 3 dakikanızı alacak küçük bir ankete katılmanızı rica edeceğim. Mobil pazarlama ile ilgili bu araştırmayı, bittiği zaman burada yayınlamak konusunda da takipçi olacağım. Şimdiden yardımınız için teşekkürler.<br /><a href="http://anketcrm.dataport.com.tr/">Anteke buradan katılabilirsiniz...</a>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-14589897063532360202007-11-25T22:00:00.000+02:002007-11-25T23:01:17.510+02:00Gel de anlatma! Bir başka Apple Store tecrübesiGeçtiğimiz hafta WOMM Summit için Amerika'da olduğumu yazmıştım. Amerika'ya giderken, eşim için uygun fiyatlı bir laptop bulursak alma kararı vermiştik. Ve aldık. Beyaz bir <a href="http://www.apple.com/macbook/macbook.html">Apple MacBook</a>! Şimdi size nasıl oldu da Apple aldık, alırken başımıza neler geldi anlatmak istiyorum. Yaşatılan tecrübeyi dinlemek, Apple'a bu kadar insanın neden hayran olduğunu anlamak için oldukça yeterli.<br /><br />Önce New York sonra Las Vegas'a gittik eşimle. New York'ta ilk gün dolaşırken 5tf Avenue'de bulunan en meşhur Apple Store'a girdik. Her yerde Mac Book'lar, MacPro'lar, iPod'lar, iPhone'lar ve aksesuarlar... Tecrübe 1: Tüm cihazlar çalışıyor, hem de tüm özellikleriyle! Yani iPod'ların içleri müzik dolu, iPhone'larda sim kart var ve telefon özellikleri çalışıyor, tüm bilgisayarlar online ve herhangi bir filtre yok. İsteyen internette surf yapıyor, isteyen Mac'lere bağlı kameralarlarla kayıt yapıp video edit ediyor, isteyen şarkı dinliyor, isteyen telefonla konuşuyor veya SMS atıyor. Kimse de gelip "ne yapıyorsun" demiyor.<br /><br />Eşim ilk defa bir Mac'e dokundu. Ben iPhone ve iPod Touch'ı mıncıklarken, o da sıkılmamak için Facebook'ta mesajlar yazmaya başladı. İlk defa Mac işletim sistemi görmüş birisi olarak bana soru sormasını beklerdim ama hiç birşey sormadan yarım saate yakın vakit geçirdi.<br /><br />Seyahatimizin geri kalanında da benim ısrarlarım üzerine birkaç başka elektronik mağazasına daha girdik; CompUSA, BestBuy, Fly's gibi... Ben yine aynı numarayla kendime zaman ayırabilirim diye onu laptopların başına gönderdim ama 30 saniye sonra gelip "buradaki bilgisayarların hiç biri online değil, onalarlda da surf yapmayı engelleyen yazılımlar var" dedi. İlk defa orada ağzından "ben Mac alıcam, ne bunlar böyle" lafını duydum.<br /><br />Seyahatimizin son gününü alışverişe ayırmıştık. Amerika'nın en büyük elektronik zincirlerinden birisi Fly's Electronics'e uğradık. Tüm laptop'lara baktı ve en son buradaki Apple standına uğradık. Zaten kararımızı vermiştik, Mac Book alınacaktı artık. Üstelik aradığımız model normalde 1099 USD iken burada 1049 USD görünüyordu. Normalde fiyatları hep aynı olur diye biliyordum. Neyse, satıcıyı çağırdım, 10 dakika kadar bekledik, ancak geldi. Bu farkın neden olabileceğini sordum. "Stok temizliyoruz ondandır" dedi. Pek anlam veremedim ama neyse dedim. Bir de son olarak "işlerim sistemi en son çıkan Leopard mı?" diye sordum. "Hayır sanırım değil, onu internetten daha sonra güncelleyebilirsiniz belki. Ama ondan da emin değilim, ücretli mi bilemiyorum" dedi. Anlicanız, pek uğraşmak istemedi bizimle. Son bir yardım rica ettim "buralarda bir Apple Store var mı?" diye sordum. "Evet, yolun hemen karşısına yeni açıldı" dedi. Tek yardımı da bu oldu zaten :)<br /><br />Sonra yolun karşısında ki <a href="http://www.townsquarelasvegas.com/">yeni alışveriş merkezindeki</a> Apple Store'a girdik. Müthiş tecrübe içeri girer girmez başlıyor zaten. Güzel bir müzik, pırıl pırıl cihazlar. Herkes birşeyler yapıyor. Ben alacğaı ürünü bildiğim için, sorularımı soracak bir görevli aradım. Kafamı kaldırır kaldırmaz Kendall geldi yanıma. İşletim sistemi ile ilgili sorumu sordum, yeni işletim sistemi yüklü olduğu söyledi (ve gösterdi). Fiyatının vergi dahil ne kadar olduğunu sordum, cebinden iPhone'u çıkarıp hemen hesapladı ve söyledi. "Tamam" dedim, alıyoruz. "Hemen getiriyorum" dedi ve uzaklaştı. 1 dakika sürmeden elinde küçücük bir kutu ile geldi, kutunun üzerinde yazamn bilgileri gösterdi. Evet, aradığımız ürün buydu. Burayı iyi dinleyin lütfen; retail mağazacılığın şekli değişiyor:<br /><br /><blockquote>Ben saf bir şekilde "nereye ödeyeceğim?" diye sordum. "Nasıl ödeyeceksiniz?" diye sordu Kendall. "Kredi kartı" dedim. "Bana ödeyebilirsiniz" dedi ve cebinden bir mobil POS/barkod okuyucu çıkarttı. Kartımı geçirdi, ekranına imzamı atmamı istedi. Son olarak da "faturanızı, mail olarak mı, kağıt olarak mı yoksa her ikisini de mi istersiniz?" diye sordu. "İkisi de lütfen" dedim, mail adresimi yazdık ve tataa! Fatura da Blackberry'me anında geldi. Kasa yok, kuyruk yok, beklemek yok, maksimum seviyede servis var. İşte buna tecrübe denir! </blockquote><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5136883339017691794" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvvbMapiC5YlMHoMvdAU7Q0uSxXDN5RsWP6ieEywtVzbmMRrgZ3WFccIC1vHzQZNelrdRblSBVcFa0SPC6lcbTPaiip6eGiaaxzn2ehh5VJtPVghRA1rHM0T8iYLj8emVy3uMueg/s400/apple-kendall.jpg" border="0" /><br /><br />Kendall'a yardımları için teşekkür ettik, biraz da Türkiye sohbeti yaptık. Bu arada bize Genius Bar'dan ve uzatılmış garantiden de bahsetti. Son olarak bunu yazacağımı anlattım ve bir fotoğraf çekmek istedim. Tabi ki bunun cevabı da tamam oldu. İşte o foto. Yaklaşık 10 dakika içerisinde yeni bir bilgisayar, pardon, bir MacBook almıştık. Sonradan öğrendim ki, kasiyersiz mağazalar, ilk defa geçen hafta tüm Amerika'da devreye alınmış, bizim girdiğimiz mağaza yeni açıldığı için Tüm dünyada ilkmiş. (Biz alışveriş merkezinin açıldıktan sonraki 3. gününde oradaydık, tesadüfen). Şimdi, bu tecrübe anlatılmaz, WOMM yapılmaz da, hangisi anlatılır?Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-52855836807480833202007-11-20T02:52:00.000+02:002007-11-20T03:22:57.440+02:00WOMM Summit 2007Gectigimiz hafta 13-15 kasim tarihlerinde WOMMA'nin ucunsusunu duzenledigi konferans, "WOMM Summit 2007" ye katildim. Gercekten cok cok basarili ve ufuk acan bir konferans oldu. Konferansla ilgili detayli yazilari zaman zaman burada yazacagim. Ilk olarak kisa bazi rakamlar:<div><ul><li>WOMM pazar buyuklugu 2006 yilinda 981 milyon USD olarak gerceklesmisken, 2007 beklentisi 1.35 milyar USD (%38 buyume)</li><li>2011 yilinda ise 3.7 milyar USD olacak</li><li>En buyuk pazarlama harcamasi olmasa da en hizli buyuyen pazarlama harcamasi</li><li>2006 yili harcamalarinin (981M), %62'si strateji danismanligina, %14'u arastirmalara, %12'si WOM ajanslarina harcanmis</li></ul><div>Kaynak: PQ Media, 2007</div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-81153670040989271732007-11-05T10:36:00.000+02:002007-11-05T10:42:42.228+02:00Blog Konferansı 2007Herkesi bekliyoruz...<br /><a href="http://www.blogkonferansi.com/program.html"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5129272810476553762" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Ry7WcfCGRiI/AAAAAAAAAIM/WyC-mCPc31U/s400/blog_program.jpg" border="0" /></a><br /><div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-8799590592772242522007-10-15T23:00:00.000+03:002007-10-15T23:53:59.605+03:00E-commerce için tüketici yorumlarının önemi<a href="http://www.deloitte.com/" target="blank">Deloitte Consumer Product Group</a>'un yaptığı çok yeni bir araştırmaya göre (Ekim 2007) tüketiciler, diğer tüketicilerin yazdıkları yorum ve görüşleri %62 oranda okuyorlar ve bunlarında %99'u bu yorumları güvenilir buluyorlar. aynı araştırmaya göre, bazı satıcılar online yorum ve görüşlere izin verdikten sonra satışların da arttığını belirtiyorlar.<br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5121669255416252370" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RxPTDVIgB9I/AAAAAAAAAH0/SUicr99djxs/s400/088028.gif" border="0" /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5121669259711219682" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RxPTDlIgB-I/AAAAAAAAAH8/w9wfC3eS_J8/s400/088032.gif" border="0" />Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-8938408372452303252007-10-09T09:44:00.000+03:002007-10-09T21:41:14.553+03:00Turkcell Milli Takımlar Ana Sponsoru=Damardan Reklam<p align="center"><object height="353" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/KVuXnKF-Bb0&rel=1"><param name="wmode" value="transparent"><embed src="http://www.youtube.com/v/KVuXnKF-Bb0&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="353"></embed></object></p>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-55950663891867669322007-10-05T09:20:00.000+03:002007-10-17T17:03:29.825+03:00Hiçbir yerde bulamadıysan Facebook'a bak!Facebook'la fenomeni ile ilgili bir kitap çıkması muhtemeldir yakın zamanda. Eminim bir çok yazar "evet, işte bu tahmin ettiğimiz bir şeydi, bakın gördünüz mü, süper zeki adamlar...." felan gibi yazılar yazacaktır; olduktan sonra benim de yazabileceğim gibi. Ben olayın sadece viral yayılmasını inceliyorum. Neden bu kadar hızlı yayılmıştır? Nedir tetikleyen? Gücü ne kadardır? Ne kadar uzağa gider? Ne kadar uzun sürer? Esansı nedir? Bunların cevabını net olarak çıkarabilirsek, bunu başka şeylere de uygulayabilir, seçimleri dahi evimizden çıkamdan kazanabilir belki. Bu çalışma, birkaç güne kadar bitecek. Ancak öncesinde bu sabah ardaşımdan gelen bir Facebook videosunu paylaşacağım. Ben çok güldüm, siz ne dersiniz?<br /><p align="center"><object height="353" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/2b-fJxzpK7s&rel=1"><param name="wmode" value="transparent"><embed src="http://www.youtube.com/v/2b-fJxzpK7s&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="353"></embed></object></p>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-39224059921701747572007-09-28T00:47:00.000+03:002007-09-28T01:43:47.226+03:00"We Want MMA Awards!"<div><div><strong>Aerodeon Türkiye</strong>, Türkiye'nin önde gelen mobil pazarlam ajanslarından. Daha önce 2005 yılında MMA tarafından, yılın en iyi mobil pazarlama uygulaması ödülünü aldığını <a href="http://marketingma.blogspot.com/2005/12/cesaretin-meyvesi-tebrikler-aerodeon.html">buradan</a> yazmıştım. Şimdi yine birkaç ödüle aday MMA'de (Mobile Marketing Association). Bu ödüle standart bir başvuru formu ile başvurmak yerine, ayrıca bir de <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Microsite">microsite </a>yapmışlar; <a href="http://www.wewantmmaawards.com/">http://www.wewantmmaawards.com/</a> ,kendilerini ve işlerini anlatan. Özellikle müşterilerin dilinden olan röportajlar, jüriyi etkilemek açısından önemli rol oynayacaktır kanaatindeyim. Bu videoları mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Bu arada siteyi yapan da yabancı değil, Alemşah (41-29). Güzel fikir, kesin fayda sağlayacaktır. Tek eksiği okuyucuların yorum bırakamaması. Buradan da korkunç destek alabilme olasılıkları vardı. Marka memnun, operatör memnun, müşterinin de memnuniyeti kanıtlanırsa tam anlamıyla ödüllük bir ajans olunurdu.</div><a href="http://www.wewantmmaawards.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5115017983162320834" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RvwxwVIgB8I/AAAAAAAAAHs/wOzHmxNiH94/s400/aerodeon.png" border="0" /></a><br /><br /><div></div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-27351359911533861252007-09-25T09:22:00.000+03:002007-09-25T10:47:44.682+03:00The Dip<strong><a href="http://www.sethgodin.com/sg/">Seth Godin</a></strong>'in son kitabı "<strong><a href="http://www.amazon.com/Dip-Little-Book-Teaches-Stick/dp/1591841666/ref=pd_bbs_sr_1/104-6103541-2114311?ie=UTF8&s=books&qid=1190703185&sr=8-1">The Dip</a></strong>" i ikinci kez okumayı yeni bitirdim. Pazarlama gurusu Seth Godin, bu kez iş yönetimi, karar verme ve girişimcilik üzerine kısa, ama muhteşem bir kitap yazmış. Herkesin, ama herkesin muhakkak okuması lazım diye düşünüyorum. Üstelik <a href="http://www.remzi.com.tr/">Remzi Kitapevi</a>'ne de gelmiş durumda. Kitap en temelde, iş dünyasında ne zaman ısrarcı olunması, ne zaman bırakıp baştan başlanması gerekliliğini anlatıyor. Bunu anlatırken, bırakmanın neden zor olduğu ve bu zorlukları nasıl yenebileceğimiz konusunda da aydınlatıyor.<br /><div></div><br /><div>Kitapla ilgili yorumum: <u>tam bir baş yapıt</u>! Kaç defa daha okurum bilemiyorum ama hayatımda birşeyleri değiştireceği kesin. Bu arada kitap ile ilgili Facebook grubuna <a href="http://www.facebook.com/group.php?gid=6423005751">buradan</a> dahil olabilirsiniz.</div><a href="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rvi4aFIgB5I/AAAAAAAAAHU/7ler288s9hk/s1600-h/thedip-A.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5114040135073138578" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rvi4aFIgB5I/AAAAAAAAAHU/7ler288s9hk/s320/thedip-A.jpg" border="0" /></a> <div></div><div><a href="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rvi4aVIgB6I/AAAAAAAAAHc/MEOIKK8OZDo/s1600-h/thedip-B.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5114040139368105890" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rvi4aVIgB6I/AAAAAAAAAHc/MEOIKK8OZDo/s320/thedip-B.jpg" border="0" /></a></div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div> </div><div>Kitabın arka kapağında, Jay Conrad Levinson'un Seth Godin için söylediği cümle de ayrıca çok hoşuma gitti: </div><blockquote><p align="center">"Take Leo Burnett, David Ogilvy, Bill Bernbach and Mark Twain. Combine their<br />brains and shave their heads. What's left? Seth Godin."</p></blockquote>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-77140051254011352952007-09-21T15:59:00.000+03:002007-09-21T16:07:38.350+03:00Fight for KissesWilkinson traş bıçağı çok güzel bir anşmasyon reklam yapmış, izlerken ben çok eğlendim. Ayrıca mesajı da net aldım :) Çağlar'a teşekkürler paylaştığı için.<br /><p align="center"><object height="335" width="425"><param name="movie" value="http://www.dailymotion.com/swf/4ClFFA3qwRtw2kzzh"><param name="allowfullscreen" value="true"><embed src="http://www.dailymotion.com/swf/4ClFFA3qwRtw2kzzh" type="application/x-shockwave-flash" width="425" height="335" allowfullscreen="true"></embed></object></p><div><br /><b><a href="http://www.dailymotion.com/video/x2x3ef_fight-for-kisses_creation">Fight for Kisses</a></b><br /><i>Uploaded by <a href="http://www.dailymotion.com/fight-for-kisses">fight-for-kisses</a></i></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-64638022492760214772007-09-16T09:33:00.000+03:002007-09-16T09:44:20.818+03:00Müşterileri yarıştırıyoruz - Heinz Ketchup<div>"<strong>Consumer-Generated Contest</strong>" (tüketiciler tarafından yaratılanların yarışması), Consumer Generated Content'in bir şekilde yarıştırılarak, seçilmesi üzerine kurulmuş, tüketicileri pazarlama karmasına davet etmeyi amaçlayan bir metod. Bu tanımı ilk defa Chevy Tahoe ile görmüştük. Şimdi de çok güzel bir örneğini <strong><a href="http://www.topthistv.com/">Heinz Ketchup</a></strong>'da yakalıyoruz. </div><a href="http://www.topthistv.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5110688567520285554" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RuzQLLCyU3I/AAAAAAAAAHM/gImGiXMJZhU/s400/logo_new.gif" border="0" /></a> <div></div><div><a href="http://www.topthistv.com/about.html">Heinz Ketchup</a>, tüketicilerin 30sn'lik <a href="http://www.youtube.com/contest/topthistvchallenge">reklam filmi </a>çekmelerini ve upload etmelerini istemiş. En çok beğenilen reklam filmini gönderen <strong>57.000 USD </strong>ödülü de kazanacak. Ödülü kazanan bu akşam (16 Eylül) açıklanacak. Finale kalan reklam filmlerini izledim, bi çok averajın altında. Ama bi kaç tanesi gerçekten güzel. Ödül kazanan filmi de burada iletirim, yarın.</div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-86937573380202473472007-09-12T22:46:00.000+03:002007-09-14T10:55:23.474+03:00Bi yer var mı bildiğin? GNCTRKCLLYeni GNCTRKCLL reklamı beğendim. Turkcell'de çalıştığım için değil; beğenmediğim bi çok işi de yazdım yeri geldiğinde. Bu reklamı beğendim çünkü <strong>"topluluk yaratmak" </strong>kavramına iyi hizmet ediyor. Belki de Genç Turkcell kulübü, ilk defa bu kadar net gençleri davet ediyor. Eski teklifler her zaman sadece gençlere hitap eden teklifler olmadığından, zaman zaman beklenmedik profiller de Genç Turkcell'li olabiliyordu. Ama <strong>"kendini ait hissettiğin bi yer"</strong> olarak <a href="http://www.gnctrkcll.com/"><strong>GNCTRKCLL</strong> </a>iyi oturmuş. Reklamdaki müzik de ayrıca başarılı.<br /><object height="353" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/DfwV9j2ZqSs"><param name="wmode" value="transparent"><embed src="http://www.youtube.com/v/DfwV9j2ZqSs" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="353"></embed></object>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-6832474345238579092007-09-10T08:32:00.000+03:002007-09-10T08:39:25.807+03:00Yeni bir blog: Begonvil<a href="http://begonvil.blogspot.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5108445658413447202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RuTYQrgeuCI/AAAAAAAAAHE/3fAWmVbpXhA/s400/begonvilheader2.jpg" border="0" /></a>İç dekorasyon ve tasarım üzerine yeni bir blog; <strong><a href="http://begonvil.blogspot.com/">Begonvil</a></strong>... Eğer ilgiliyim diyorsanız, bir ziyaret edin, bakalım beğenecek misiniz?<br /><div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-69956101655298788332007-08-29T18:41:00.000+03:002007-09-12T23:56:07.277+03:00Bir video clip pazarlamasıSon dönem gruplarından Anima, yeni videosu <strong>"O kadar mutluyum ki..."</strong> yi tüm kanallardan önce <a href="http://www.turkcell-imbenim.com/">Turkcell-im Benim</a>'de yayınladı. İlk başlarda amatörler internette videolarını yayınlıyorlardı, şimdi meşhur olanlar yayınlıyorlar :)<br /><br /><p align="center">--- sayfayı her yüklediğinde klip baştan başlıyordu, bende kaldırdım ---</p><p align="center"><a href="http://turkcell-imbenim.turkcell.com.tr/Video/a3ee7ecd845f439c951934d0c8f56451">http://turkcell-imbenim.turkcell.com.tr/Video/a3ee7ecd845f439c951934d0c8f56451</a></p>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-57189824244195224642007-08-12T19:08:00.000+03:002007-08-12T19:27:35.860+03:00Sprite'dan acımasız gerçeklerGüçlü Coca Cola markasının ardından ona rakip olarak durmaması gerektiğini bilen Sprite, konumlandırma olarak gerçekleri söyleyen, açık net ve müşteriden yana tavrıunı devam ettiriyor. Sprite'ın son kampanyası <a href="http://www.susuzlugunudinle.com/">"Acımazsız Gerçekler" </a>de tam bu konumlandırmaya hizmet ediyor.<br /><br />Ben kampanyayo ilk defa bir radyo reklamında duymuştum. Aynen şöyle söylüyordu <em>"Reklamlar seni etkilemek içindir. Şimdi bu reklamı dinledin diye hemen gidip Sprite almayaksın. Ama bu reklam seni etkisi altına alacak. Bir gün susar ve bir içecek almaya gidersen Sprite görüp alcaksın ve 'reklamlarda söylemişti' diyeceksin"</em> diyordu. Çok samimi. Bir de reklam filmi var ki görmeye değer, ben bayıldım.<br /><br /><object height="350" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/8qLpOxAJ3J4&rel=1"><param name="wmode" value="transparent"><embed src="http://www.youtube.com/v/8qLpOxAJ3J4&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="350"></embed></object><br />Kampanya <a href="http://www.izlesene.com/">www.izlesene.com</a> üzerinden de destekleniyor. User Generated Content'in gücüne inanan bir başka marka da Sprite, kullanıcılara kendi Acımasız Gerçek videosunu hazırlatmaya davet ediyor. Tabi ki sonunda ödülleri de en başarılı video için hazı bekliyor.Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-53271497382066324722007-08-12T00:40:00.000+03:002007-08-12T01:28:08.529+03:00Nike Footbal: Çak İstediğin Yere!<a href="http://1.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rr43zIeQxcI/AAAAAAAAAGg/IluNuhyuBME/s1600-h/nikefootball.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5097573179817248194" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rr43zIeQxcI/AAAAAAAAAGg/IluNuhyuBME/s400/nikefootball.jpg" border="0" /></a><em>User Generated Content; kullanıcı tarafından yaratılan içerikler...</em> Herşeyi olduğu gibi pazarlamayı (iletişimi) de kökünden değiştiriyor, daha da değiştirecek. Artık markalar -ve reklam ajansları- "ben yaptım, siz izleyin" diyemiyorlar. Çünkü kullanıcılar hem daha yaratıcılar, hem de daha kurgusal olmayan şeyleri daha çok seviyorlar.<br /><div></div><br /><div>Nike Football, <a href="http://nikefootball.nike.com/nikefootball/siteshell/index.jsp#,tu,0;frontpage">"Çak İstediğin Yere"</a> kampanyasını bu çerçevede tüm dünyada başlattı. Kampanyanın özünde, üzerinde 90 yazan kartonları istediği yere koyan ve bunlara football topu işe şut çeken kullanıcılar var. Yani, çak şutunu istediğin yere. Siteye girenler, hem kendi ut videolarını yükleyebiliyorlar, hem de diğerlerinin şutlarını görebiliyorlar. Bir de Rooney gibi tanınmış footballculardan oluşmuş bir profesyonel takım ve bunları çileden çıkartmak üzere görevlendirilmiş bir şamata ekibi var. Bunların da ayrı ayrı videoları/yapımları var. Bunlar da "hedefini cezalandırma turu" adı altında tur düzenliyorlar. Sanırım İstanbul'a da gelecekler.</div><div></div><br /><div>Nike çok kapsamlı projeler ve yapımlarla bu işi çok iyi başaran bir marka. Bir aktivite yapıyor ve aktiviteyi ürün gamıyla da destekliyor. Daha önce <em>"<a href="http://www.lexdon.com/article/LeBron_James_MTV2_Comcast_Charter/7099.html">Battlegrounds; King of the Court</a>"</em> yapımı ile New York - Chicago sokak oyuncuları takımlarını karşılaştırmışlardı. Ülkemizde gösterilmedi ama benim gibi bu markanın fanatikleri yakında takip etmişlerdi. <a href="http://www.imdb.com/title/tt0476037/">DVD</a>'sini bulursanız izleyin derim, "<a href="http://www.imdb.com/title/tt0393162/">Coach Carter</a>" filmine taş çıkartacak yapım kalitesinde. <a href="http://www.youtube.com/watch?v=U3iVNUFmYgg">And1</a>'in sokak basketbolu turnuvaları düzenleyerek kazandığı marka başarısından sonra, Nike'ın da yapması gereken işlerden birisiydi bu.</div><br /><div></div><div>Nike'ın stratejisine derinlemesine bakınca şunu görüyoruz; "bir spor branşının tamamını değil, bazı kısımlarını (ve belki de takımdan başımsız, bireysel yetenekleri) öne çıkart ve bunlar için çalış". Çok mu garip geldi? İsterseniz bu teorim için öreneklerimi anlatayım:</div><br /><div>- Joga Bonito: Football topu ile yapılabilecek en güzel akrobatik hareketler. Ortadan bir maç, bir takım yok. Sadece bireysel yetenek.</div><br /><div>- Aynısının basketball versiyonu. Top sürmek, top sektirmek, parmakta çevirmek; özetle akrobasi.</div><br /><div>- Çak İstediğin Yere: Sadece şut çekmek üzerine, kişisel beceriye dayalı.</div><br /><div>- Nike Woman: Dans et, kendini göster. Tamamen bireysel.</div><div></div><br /><div>Herkes footballcu olamaz, sevmek zorunda da değil. Ama ayakta top sektirmek herkese eğlenceli gelebilir. Nike bu stratejisi ile, hedef kitlesini ciddi anlamda genişletiyor. Dahice!</div><div></div><br /><div>Çak İstediğin Yere'ni ülkemizdeki bir ayrı uygulaması da <a href="http://turkcell-imbenim.turkcell.com.tr/">Turkcell-im Benim</a>'le iş birliği yapmış olmadı. Yüklenen videolar ayrıca burada da gösterilecek veya buradan da siteye video yüklenebilecek. Bunun en temel faydası, internet penetrasyonuna oranla çok daha yüksek olan mobil telefon kullanıcılarını da işin içine katmak. Akıllıca bir taktik. Nike'ın bu kampanyasının kendini göstermek isteyen yetenekli insanların dikkatini çekceğine eminim.</div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-91340934860679709882007-08-10T15:38:00.000+03:002007-08-10T15:43:54.666+03:00Nokia'nın Yeni Paylaşım Platformu: MOSH<a href="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RrxdW4eQxbI/AAAAAAAAAGY/OnQRGH6giqA/s1600-h/mosh3.png"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5097051525974377906" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RrxdW4eQxbI/AAAAAAAAAGY/OnQRGH6giqA/s400/mosh3.png" border="0" /></a> <div>Nokia'nın yeni paylaşım platformu <strong><a href="http://mosh.nokia.com/">MOSH</a></strong> (MObilize and SHare) beta olarak açıldı. Operatörler bir yandan, telefon üreticileri diğer yandan, ISP'ler başka bir yandan... Herkes community servislerine odaklanmış durumda. Nerede çokluk, orada potansiyel hesabı :)</div><br /><div></div>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19886100.post-84510963465048389222007-08-08T09:53:00.000+03:002007-08-08T14:15:16.192+03:00Kurumsal Bloglar<strong><a href="http://www.vestel.com.tr/">Vestel</a></strong>'in her 3 ayda bir yayınladığı <strong><a href="http://www.vsdergi.com/">Vs.</a></strong> dergisi, kaliteli içeriğiyle bir kurum yayını olmaktan daha çok, piyasada para iel satılabilecek bir dergi gibi duruyor. Bana gelen dergileri, her defasında büyük bir zevk ve süratle okuyorum. Son sayısında pazarlama ile ilgili yazı, <strong>"şirketler bloglanıyor"</strong> başlığını taşıyor.<br /><br />Son dönemde dile getirdiğimiz kurumsal bloglar/şirket blogları ile ilgili, özet de olsa, faydalı bir derleme. Okumak isterseniz pdf dosyaları buradan indirebilirsiniz.<a href="http://www.divshare.com/download/1492894-936"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5096222678890628498" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/RrlrhoeQxZI/AAAAAAAAAGI/38ol8ReNdhk/s200/VS+Dergisi-Sirket+Bloglari-1.jpg" border="0" /></a><br /><a href="http://www.divshare.com/download/1493776-092"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5096222683185595810" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_JTxlgJyyTwQ/Rrlrh4eQxaI/AAAAAAAAAGQ/5RP0o4xTdhY/s200/VS+Dergisi-Sirket+Bloglari-2.jpg" border="0" /></a>Alper Akcanhttp://www.blogger.com/profile/03597768351902570035noreply@blogger.com6